Blog Arşivleri

TELAŞLANMAK ŞEYTANIN ALDATMACASIDIR

İman etmeyen insanlar şeytanın etkisiyle birçok yanlış bilgiyi öğrenir ve bunları hayata geçirirler. Bu bilgilerin etkisiyle kendilerine zarar veriyor olsalar bile bu kötü özelliklerini karakterlerinin bir parçası zannettikleri için değiştirme gereği duymazlar. Örneğin ‘telaşlanmak’ onlar için bir karakter özelliğidir. Nitekim bu özelliklerini kabullendikleri için gün içinde çok çeşitli korku ve tedirginlikler yaşarlar. Hatta beklemedikleri bir olayla karşılaştıklarında akıllarını kapatacak kadar telaşlanır, nasıl davranacaklarını bilemezler. Bu yapılarını o kadar kabullenmişlerdir ki ruhen kendilerine yaptıkları baskının vücutlarında da çok olumsuz etkileri olur. Telaşlanmalarının sonucunda Bu yazının geri kalanını okuyun

Peygamberimiz (sav) ‘in zorluklar karşısındaki güzel sabrı

Hz. Muhammed (sav), peygamberliği boyunca türlü zorluklarla karşılaşmıştır. Kavminden inkâr edenler ve müşrikler ona karşı son derece incitici sözler söylemişler, hatta büyücülük ve delilik gibi ithamlarda bulunmuşlardır. Bazıları da Peygamberimiz (sav)’i öldürmek dahi istemiş ve bunun için planlar kurmuşlardır. Buna rağmen, Peygamberimiz (sav) her kültürden ve karakterden insanı eğitmeye, onlara Kur’an’ı, dolayısıyla güzel ahlakı, güzel tavrı öğretmeye çalışmıştır.

Kur’an ayetlerinde bildirildiği gibi, bazı kişiler en temel görgü kurallarından dahi habersiz oldukları için Peygamberimiz (sav) gibi ince düşünceli, üstün ahlaklı bir insana sıkıntı verici tavırlarda bulunabileceklerini düşünmemişlerdir. Peygamberimiz (sav) ise tüm bunlara karşı büyük bir sabır göstermiş, her durumda Allah’a yönelerek Allah’ın yardımını istemiş ve mü’minlere de sabrı ve tevekkülü tavsiye etmiştir.

Allah, Kur’an’da Peygamber Efendimiz (sav)’e birçok ayeti ile, inkâr edenlerin söylediklerine karşı sabırlı olmasını şöyle tavsiye etmektedir: Bu yazının geri kalanını okuyun

Allah’ı hamd ile tesbih edip bağışlanma dilemek…

Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiçbir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler. (Nahl Suresi, 61)

Ayette zulümleri nedeniyle insanların sorguya çekilmeleri halinde, yeryüzünde istisnasız tek bir canlının bile kalmayacağından bahsedilmektedir. Buna iman edenlerin de dahil olduğu çok açıktır. O halde hiçbir mümin kendini hatasız ve günahsız göremez. İman edenler de, gün içinde bilerek ya da bilmeyerek pek çok hata yapabilirler. Aklının, imanının, şuurunun derecesine göre bu hata ve günahlar az ya da çok olabilir. Ancak hiç kimse kendini hata yapmaktan müstağni göremez. Kendini kusursuz ve mükemmel görmek başlı başına bir hata olur. Kuran’da bu tarz bir kusursuzluk iddiasının Firavunlara özgü sapkın bir anlayış olduğu bildirilmiştir. Bu yazının geri kalanını okuyun